Liderlik/beylik/başkanlık/reislik kademesidir. İrade bu kademede oluşur. İrade, bir şeyi isteme derecesi; doğruyu yanlışa tercih edebilme istek ve azmi, yılgınlık, bıkkınlık göstermeden istikamet üzere hareket edebilme becerisi olarak tarif edilebilir. Tüm örgütlerde/teşkilatlarda/organizasyonlarda bu kademe mutlaka vardır. Olmak zorundadır. Zira bir teşkilatı biri(leri) başlatmak, devam ettirmek; teşkilatın iş gördüğü evrende diğer yapılara karşı hukuki, mali, idari sorumluluğunu taşımak ve bu yapılarla (diğer teşkilat veya kişilerle) ilişki kurmak zorundadır. Teşkilatların yaptığı faaliyetlerin sonuçlarından doğrudan irade (veya iradeyi tam temsil edenler) sorumludur. Ticari teşkilatlarda (işletmelerde, şirketlerde vb.) bu kademe asıl(lar)ın oluşturduğu kademedir. İrade öz disiplinle (sorumluluk ve işlerin akışında yerini kaybetme kaygısı) ilgili bir konudur. İrade müdahale ve murakabe “gücü” ile kaimdir.
İrade makamından olanlar, teşkilatta gömülü olan maddi ve maddi olmayan varlıklara ve bu varlıklarla dönen sisteme hükmetme becerisi kadar güçlüdürler. Güç, bir irade ile anlamlıdır. Eğer var olan gücü meşru irade kullanamaz, yönetemez ise bu durumda başka birileri o var olan gücü, maddi ve maddi olmayan varlıkları kullanacak ve kendi çıkarları, korku ve kaygıları, ideolojileri doğrultusunda tüketecektir. Unutulmaması gereken en önemli nokta gücün bir kenarda atıl kalamayacağıdır.